Yaşamımızı sürdürmek için gerekli olan temel ihtiyaçların yanında sosyal ve kültürel olarak geliştirmek için karşılamamız gereken bazı ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçlardan en önemlisi şüphesiz ki eğitimdir. Eğitim ihtiyacının sorunsuz bir şekilde karşılanması için pek çok değişkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Öğretmen, ebeveyn ve okul arkadaşlarının yanı sıra bireyin özellikleri de bu eğitim sürecini büyük ölçüde etkilemektedir. Bireyin bilişsel yetenekleri, çocukluk yaşantıları, özel ilgi alanları ve alışkanlıkları gibi özel değişkenler eğitim hayatının nasıl devam edeceği hakkında ipucu vermektedir. Eğitim hayatının gidişatı hakkında ipucu veren ve bu gidişatı olumlu yönde etkileyen alışkanlıklar arasında “okuma alışkanlığı” oldukça önemlidir. Okuma eyleminin alışkanlık olarak değerlendirilebilmesi için yaşam boyunca düzenli aralıklarla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Çocukların gelecekte pek çok avantaj elde etmesini sağlayan okuma alışkanlığına sahip olabilmeleri için bu davranışı ailelerinden görmeleri gerekmektedir. Okuma alışkanlığı olmayan ve bu davranışı kazandırma konusunda herhangi bir çabası olmayan ebeveynlerin çocuklarının da aynı bakış açısına sahip olmaları beklenmektedir. Ebeveynlerin çaba ve alışkanlıklarının yanı sıra çocuklarıyla olan ilişkileri de büyük önem arz etmektedir. Ebeveynleriyle ilişkisi iyi olan çocukların anne ve babalarının davranışlarını kopyalama ihtimali daha yüksektir. İlişkinin gücü kadar ebeveynlerin mesleği, ekonomik durumu ve eğitim seviyesi de okuma alışkanlığının kazanılmasıyla ilişki içerisindedir.
Çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen ebeveynlerin davranışları ve ilişkilerinin yanında özen göstermesi gereken bazı noktalar vardır. Küçük yaştaki çocukların ilgi alanlarına göre kitaplar seçilmeli ve içeriğin uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bu kitapların çocuğun ve ebeveynin rahatlıkla ulaşabileceği ve görebileceği yerlerde konumlandırılması gerekmektedir. Bu sayede çocuk, kitapların hayatının bir parçası olduğunu kabul edecek ve okumayı benimseyecektir. Okumanın sadece evde olmadığının gösterilebilmesi için çocukla birlikte yapılan gezilerde kitapçılar da ziyaret edilmelidir. Bunun yanında düzenli aralıklarla kütüphaneye gidilmeli, çocukla birlikte okuma etkinlikleri yapılmalıdır. Çocuğun kendi yaşıtlarının da okuma alışkanlığına sahip olduğunu görmesi için okumayı seven yaşıtlarıyla tanıştırılması gerekmektedir.
Okuma alışkanlığının kazandırılmasında yapılan etkinlikler ve sergilenen davranışlar haricinde psikolojik faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. Çocuğun gösterdiği olumlu bir davranış sonucunda ödül olarak kitaplar da kullanılmalıdır. Kitabın ödül olarak kullanılması çocuğa, kitabın önemli ve iyi bir şey olduğu düşüncesini aşılamaktadır. Bunun haricinde, herhangi bir dergiye abone olunması, çocuğa okuma etkinliğinin hayatının önemli etkinliklerinden biri olduğunu düşündürmektedir.
Okuma alışkanlığı üzere yapılmış pek çok bilimsel araştırma bulunmaktadır. Bu konuda araştırma yapan önemli bilim adamlarından biri olan Baumberger, çocuklara okuma alışkanlığının kazandırılması konusunda ebeveynlere çeşitli önerilerde bulunmuştur. Baumberger’e göre düzenli aralıklarla, çocuklara yüksek sesle hikayeler anlatılmalı ya da okunmalıdır. Okunulan kitapta anlatılmak istenen düşünce çocuklara açıklanmalı ve bu konuda fikir alışverişi yapılmalıdır. Çocukların ihtiyaçlarına ve zevklerine göre evde özel kitaplıklar oluşturulmalı ve bu kitaplıkları doldurması için çocuklar teşvik edilmelidir. Bunların yanı sıra ailecek okuma saatleri düzenlenmelidir. Braumberger’in görüşlerine ek olarak Türk akademisyen Bülent Yılmaz, okuma alışkanlığının kazandırılmasında öğretmenlerin de büyük rolü olduğunu belirtmiştir. Ailenin okul seçimi yaparken, sınıf öğretmenlerinin serbest okuma saatleri düzenleyip düzenlemediğini göz önünde bulundurması gerekmektedir. Bunun yanında öğretmenlerin okumayı teşvik etmek için öğrencilere farklı tarzda kitaplar önermesine, bilinçlendirici panolar oluşturmasına ve velileri bilgilendirmesine dikkat edilmelidir.